Yapılandırmacı Öğrenmede Bağlam/Ortam ve Önemi
Doç. Dr. Süleyman GÖKSOY
Eğitim Bilimleri Bölümü, suleymangoksoy@duzce.edu.tr
Öğretimde bağlam, özgünlüğü vurgular ve davranışı açıklamak için öğrenme ortamlarının da hesaba katılmasının önemine değinir. Öğrencilerin eğitim için nasıl gruplandırıldığı, çalışmanın nasıl değerlendirilip, ödüllendirildiği, otoritenin nasıl kurulduğu ve zamanın nasıl programlandığı gibi konular öğrenme ortamının organizasyonunu oluşturan konular olup, yapılandırmacılık için de ilgili konulardır. Bir çok araştırmacı ve uygulamacı öğrenme ortamlarının karmaşık olduğuna ve öğrenmeyi anlamak için bir çok faktörün birbirleriyle nasıl etkileşime geçeceklerini göz önünde bulundurmaları gerektiğine inanmıştır (Marshall ve Weinsterin, 1984'den akt. Schunk, 2014).
Sosyal kültürel yaklaşım diğer öğrenme kuramlarından daha fazla insanın içinde bulunduğu sosyal, kültürel ve tarihi ortamın insanın düşünme biçimi ve öğrenmesini temelden şekillendirdiğini vurgulamıştır. Dolayısıyla sosyo- kültürel koşullar insanın öğrenmesinde bu kadar kritik olduğundan, öğrenme ortamının bu koşullara göre şekillendirilmesi de önem arz eder. Bu yaklaşıma göre her toplumun objelere ve olaylara yönelik belli bir duruşu, algısı veya kavramsallaştırması vardır. Buna göre genç bireyler sosyal etkileşim sayesinde karşılaştıkları objeler, olaylar hakkında toplumda hakim olan ve kültürel olarak kabul edilen düşünce yaklaşımlarını geliştirirler. Zamanla bu düşünce yaklaşımları birey tarafından içsellenir ve daha sonraki yaklaşımlardan tekrar bir eğitimden geçmeye gerek kalmaksızın bilişsel süreçlerinin bir parçası haline gelir. Her toplumun kendine özgü koşullarına göre şekillenmiş düşünme, öğrenme ve öğretim sistemlerine sahiptir. İnsanın başarısı çoğunlukla bu sistemleri edinmesi, özümsemesi ve öğrenmesinde kullanmasına bağlıdır (Kondakçı, Beycioğlu, 2015)
Bağlam kuramları, çocuğun gelişiminde toplumsal ve kültürel etkenler üzerine odaklanmıştır. Kültürler arası yapılan çalışmalar, kültürden kültüre, çocukların neler öğrenmeleri gerektiği konusunda farklı beklentileri olduğunu, çocukların bilgileri kazanmalarında ve becerileri öğrenmelerinde değişikliklerin bulunduğunu göstermektedir. Böylece hangi çeşit etkinliklerin öğrenmelerde kullanılması gerektiğinde de kültürler arası farklılıklar olduğunu göstermektedir. Bağlam kuramcıları bu toplumsal etkilerin, çocukların gelişimine nasıl etki yaptığını açıklamaya çalışmaktadır (Ataman, 2003). Bilgi işleme modeli bilginin edinilmesinde duyusal kayıt, kısa süreli hafıza ve uzun süreli hafıza olmak üzere üç önemli zihin biriminin işlediğini öne sürmektedir. Buna göre duyusal kayıt duyu organlarının algılayışıdır ve bu aşamada tanıma ve dikkat süreçleri önemli rol oynar. Kısa süreli hafıza kapasitesi sınırlı ve bilgilerin genellikle bir kere kullanılmak üzere bulunduğu yerdir ve tekrar, örgütelme ve anlamlandırma süreçleri buradaki bilgiler üzerinde etkili olmaktadır. Uzun süreli hafızaya bilgiler şifre veya kodlara dönüştürülerek yerleştirilirler (Bacanlı, 2014).
Yapılandırmacı öğrenme ortamlarının hedefi öğrencileri öğrenmeye teşvik ederek zengin tecrübeler sağlamaktır. Yapılandırmacı sınıflar, büyük düşünceleri daha fazla öğrenci etkinliği, sosyal etkileşim ve özgün değerlendirmeler kullanarak öğretir. Büyük bir istekle öğrencilerin konu ile ilgili fikirleri alınır ve geleneksel sınıflara kıyasla, yüzeysel öğrenmeye daha az, derinlemesine anlayışa daha fazla vurgu yapılır. Çeşitli faktörlere değinen Amerikan Psikoloji Derneği Eğitim İşleri Kurulu Çalışma Grubu (APA) (1997) öğrenci merkezli ilkeleri, yapılandırmacı bir öğrenme yaklaşımını yansıtır. Nitekim bu ilkeler, daha çok yapısalcı geleneğe sahip eğitim psikologlarının öğrenme ve motivasyon kurallarının ışığında oluşturulmuştur. İlkeler, dört ana kategori altında toplanır; bilişsel ve üst bilişsel faktörler, motivasyon ve duygusal faktörler, gelişimsel ve sosyal faktörler ve bireysel farklılıklardır. Bilişsel ve üst bilişsel faktörler, öğrenme sürecinin doğasını, öğrenme hedeflerini, bilgi oluşturmayı, stratejik düşünmeyi, düşünme hakkında düşünmeyi ve öğrenme içeriğini kapsar. Motivasyon ve duygusal faktörler, öğrenme üzerindeki motivasyon ve duygusal tepkileri, öğrenme için içsel motivasyonu ve motivasyonun çaba üzerine olan etkilerini yansıtır. Gelişimsel ve sosyal faktörler, öğrenme üzerindeki gelişimsel ve sosyal etkileri içerir. Bireysel farklılıklar, bireysel fark değişkenleri, öğrenme ve çeşitlilik, standartlar ve değerlendirmeleri içerir. Amerikan Psikoloji Derneği Eğitim İşleri Kurulu Çalışma Grubu tarafından oluşturulan öğrenci merkezli psikolojik ilkelerden bağlam ile ilgili olanları (bilişsel ve biliş ötesi) şunlardır (Akt. Slavin, 2013; Schunk, (2014):
Öğrenme bağlamı; öğrenme, kültür, teknoloji ve öğretme stratejileri gibi çevresel unsurlardan etkilenir
Öğrenmede sosyal etkiler; öğrenme sosyal etkileşimlerden, kişiler arası ilişkilerden ve diğerleri ile iletişimden etkilenir.
Öğrenmede bireysel farklılıklar; öğrenenin farklı stratejileri, yaklaşımları, daha önceki deneyim ve kalıtımlarının bir işlevi olan öğrenme için yetenekleri vardır
Yapılandırmacılığın temel dayanaklarından olan kişi-durum düşüncesi yeni değildir. Birçok çağdaş öğrenme ve gelişim teorileri inanç ve bilgilerin, insanlar ve durumlarla etkileşim içerisine girdikçe oluştuğunu kabul eder. Bu vurgu bilginin işlenişi ve hareketinin, zihinsel yapılar aracılığı ile gerçekleştiğini öne süren klasik bilgi işleme modelleriyle çelişir. Bilişsel bilgi işlem, çevresel girdiler alındığında, durumların önemini azaltır. Bir çok farklı alanda yapılan araştırmalar bilişsel psikoloji, sosyal bilişsel öğrenme ve belirli alanla özgü branşlar, bunun sınırlı bir görüş olduğunu ve öğrenmenin bağlamla oluşan çift taraflı ilişkiler olduğunu göstermiştir (Bandura, 1986; Cobb ve Bowers, 1999; Derry, 1996; Greeno, 1989'den akt. Schunk, 2014). Dolayısyla bağlam yapılandırmacı öğrenmenin temelini oluşturmaktadır. Ancak Schunk'a (2014) göre, hangi tür öğrenmeler bağlamlara sıkı bir şekilde bağlandıklarında daha iyi sonuçlar verdiğinin de araştırılması gerekmektedir. Eğitim konusunda ortak bir şikayet, öğretimin içeriğe (konteks) fazla odaklanıp bağlama yeterince önem vermemesidir. Nerdeyse tamamen içeriğe odaklanmak, öğrenmenin hayattan kopmasına ve anlamsızlaşmasına yol açmaktadır. Vurgulanan bu noktalar, öğrenmenin daha anlamlı hale gelmesi ve böylece daha kapsamlı sinirsel bağlantıların kurulabilmesi için öğretmenlerin içeriğin yanında bağlama (gerçek hayata dair resimler, videolar, müzeler, tarihi yerler, gerçek yaşam alanları, gerçek yaşam ilişkileri vb.) da mümkün olan en geniş şekilde yer vermeleri gerektiğini ortaya koymaktadır.
Brooks ve Brooks'a göre, (1999'den akt. Yıldız, 2015) geleneksel ve yapılandırmacı sınıfların özelliklerini şu şekilde kategorize etmişlerdir: Geleneksel sınıflarda; öğretim programı, temel becerilerin kazanılmasına ağırlık verir ve parçadan bütüne doğru sunulur. Önceden hazırlanmış bir öğretim programına sıkı sıkıya bağlılık söz konusudur. Öğretim programındaki etkinlikler, geniş ölçüde ders kitapları ve çalışma kitaplarına dayanmaktadır. Öğrenciler, öğretmenin bilgi ile dolduracağı boş yazı tahtaları olarak algılanırlar. Öğretmenler, öğrenciye bilgiyi aktaran, öğretici bir tarz sergilerler. Öğretmenler, öğrenci başarısını ve öğrenmesini değerlendirmek için sorulara kesin ve tek doğru cevap beklerler. Öğrenci değerlendirmesi, öğretimden ayrı bir süreç olarak algılanır ve genellikle testlerle gerçekleştirilir. Öğrenciler genellikle yanlız çalışırlar. Dolayısıyla okul ve sınıflarda öğrenme çevresi- öğrenmede bağlam/durumda şu huşulara dikkat edilmelidir. Farklı fikirler ve deneyimlere, zengin öğrenme araçlarına sahip olmalıdır. Uygulamalı, yaparak-yaşayarak öğrenmeler yapılmalıdır. Tarafsız, objektif bir sınıf ve öğrenme ortamı oluşturulmalıdır.
Pritchard (2015) durumlu öğrenmede, öğrenmenin tamamının bir bağlamda gerçekleştiğine işaret eder. Öğrenmede, sosyal ve kültürel ortama önem verilir. Dolayısıyla bir öğrenmenin etkinliğinin öğrenenin aşina olduğu kültürel anlayışla uyuşan ortamlarda daha başarılı olacağı düşüncesi söz konusudur. Öğrenim, dış dünyadan kopuk bir şekilde gerçekleşmez. Öğrenmenin bütün tarafları-öğretmenler, öğrenciler, program ve kaynak geliştirenler vb- kendi bağlamsal meselelerini ortama taşırlar. Öğrenmenin gerçekleştiği bağlam, öğrenmenin etkililiğini de etkiler. Bir öğrenme bağlamı, sahip olduğu kültür, değerler, inançlar, ortak kabul edilmiş standartlar açsından analiz edilebilir. Bağlam, içinde bulunulan zaman, hakim hava koşulları ve anlık fiziksel çevre açısından da analiz edilebilir. Bağlam çerçevesinde öğretmenler; çocukaların öğrenme ortamlarına getirdikleri deneyim, yaşantı genişliğini de göz önünde bulundurmalıdırlar. Öğrenmede anlamlı bağlamlar çok önemlidir (Wray ve Lewis, 1997'den akt. Pritchard, 2015).
Pritchard'a göre (2015). Geleneksel ve yapılandırılmış öğrenme ortamlarını Tablo1'deki şekilde sınıflandırılmıştır.
Tablo 1. Geleneksel ve yapılandırılmış öğrenme ortamlarını
Geleneksel Ortam Yapılandırılmış Ortam
Öğrencinin Rolü Öğretmenler ve medya kaynakları tarafından sunulan içeriği özümseyerek gerçekleri öğrenme Öğretmenler ve medya kaynakları ve kişisel deneyimler aracılığıyla sağlanan içerik üzerinden bilgiyi oluşturma
Program Özellikleri Paçalara ayrılmış bilgi ve disiplinli bölünme, üst seviye sorgulama yapmadan önce temel okuryazarlık teşvik edilir. Bilginin genişliği üzerine odaklanma Multidisipliner temalar, bilgi entegrasyonu ve uygulaması. Düşünme becerilerini ve uygulamayı vurgulama. Derinlemesine anlamayı vurgulama
Sosyal Özellikler Bağımsız olarak çalışan öğrenciler ile birlikte öğretmen kontrollü ortam, biraz rekabet. Öğretmen kolaylaştırıcı ve öğrenen işlevi görür. Öğrenciler işbirlikçi bir şekilde çalışır ve bir takım kararlar verirler.
Değerlendirme Gerçek/durum bilgisinin ve farklı becerilerin ölçülmesi. Geleneksel testler. Bilginin uygulanmasının ölçülmesi. Görev performansları anlamayı gösterir
Öğretmen Rolü Bilgiyi sunmak ve sınıfı yönetmek Öğrencilerin sorgulamalarını yönlendirme ve aktif öğrenme modeli.
Olası İnternet Kullanımı Özümseme için bilgi kaynağı Yorumlama ve bilginin yapılandırılması için bilgi kaynağı. Orijinal çalışmalar için çıkış yolu
Beyin Temelli Düşünce ve Öğrenme Stili Düşünceleri Birkaç delil, dinleme, okuma ve yazmayı vurgulama Sınıfta hareket teşvik edilir; öğrenenlerin odaklanma süresi; öğretmen tarafından benimsenen yaklaşımların çeşitliliği; cevaplandırmada seçenekler teşvik edilir.
Kaynak: Chone vd., 2004'ten akt. Pritchard, 2015.
Tabloda da görüldüğü üzere yapılandırmacı ilkeleri yansıtmak için yaratılmış öğrenme ortamları geleneksel sınıflardan oldukça farklı görülür. Ancak yapılandırılmış bir ortamda öğrenme öğrencilerin yapmak istedikleri her şeyi yapmalarına izin vermez. Yapılandırılmış ortamlar, öğrencileri öğrenmeye yönlendirecek zengin tecrübeler yaratırlar. Geleneksel sınıflarda temel becerilere vurgu yapılır. Küçük parçalar halinde sunulan program okuma ve alıştırma kitapları kullanılır. Öğretmenler, öğrencilere bilgileri genellikle didaktik olarak verirler ve sorulara doğru cevap vermelerini beklerler. Öğrencilerin öğrenmesi, değerlendirmesi öğretimden farklıdır ve genellikle testlerle yapılır. Öğrenciler çoğunlukla yalnız çalışır. Öğretmen bir dersi öğrencilerin önceki algılamalarını sorgulayan sorular etrafında yapılandırmalıdır. Tablo 1. 'de yapılandırmacı sınıfın geleneksel sınıftan farklılaşan yönleri gösterilmektedir.
Tablo 1. Geleneksel ve Yapılandırmacı Sınıfın Karşılaştırılması
Geleneksel Sınıf Yapılandırmacı Sınıfı
Programda bütünün parçaları ile başlanır ve temel beceriler vurgulanır Programda bütünden başlayarak parçalara doğru genişleyen büyük kavramlar vurgulanır
Programa sıkı bağlılığa oldukça değer verilir Öğrencilerin sorunlarına ve ilgilerine değer verilir
Başlıca materyaller ders kitapları ve çalışma kitaplarıdır Materyaller, temel bilgi kaynaklarını ve değiştirilebilir materyalleri kapsar
Öğrenme tekrara dayanır Öğrenme etkileşimlidir, öğrencilerin bildikleri üzerine inşa edilir
Öğretmenler bilgiyi öğrencilere aktarır; öğrenciler bilginin alıcılarıdır Öğretmenler öğrenciler ile diyalog halindedirler, kendi bilgilerini oluşturmalarına yardım ederler.
Öğretmen yönlendirici bir role sahiptir ve rol otoriteye dayanır Öğretmen etkileşimli bir role sahiptir ve bu rol anlaşmaya dayanır
Bilgi durağan olarak görülür Bilgi yaşantılarla değişebilecek şekilde dinamik olarak görülür.
Öğrenciler bireysel çalışırlar Öğrenciler grup içerisinde çalışırlar
Değerlendirme sınavla yapılır, istenilen ürün doğru cevaplardır Değerlendirme sınavla birlikte öğrenci çalışmalarını, gözlemleri, bakış açılarını kapsar. Süreç, ürün kadar önemlidir.
Kaynak: Concet to Slassroom: A Series of Workshops. 2004 Educational Broadcasting Corporation www.thirteen. Org/edonline /concept2class/constructivism/index.html'den Akt. Borich, 2014.
Yukarıda da görüldüğü gibi yapılandırılmış sınıflar geleneksel sınıflardan farklılık göstermektedir. Geleneksel sınıflarda, temel becerilere vurgu yapılır. Küçük parçalar hâlinde sunulan müfredat okuma ve alıştırma kitapları kullanılır. Öğretmenler, öğrencilere bilgileri genellikle didaktik olarak verirler ve sorulara doğru cevap vermelerini beklerler. Öğrencilerin öğrenmesi, değerlendirilmesi öğretimden farklıdır ve genellikle testlerle yapılır. Öğrenciler çoğunlukla yalnız çalışır.
Yapılandırmacı öğrenme ortamlarının rehber ilkeleri şunlardır; öğrencilere uyum sağlayacak problemler sunun. Öğrenmeyi birincil kavramlar etrafında yapılandırın. Öğrencilerin bakış açılarını bulup değerlendirin; bu durum öğretmenlerin sorular sormasını, tartışmalar başlatmasını ve öğrencilerin anlattıklarını dinlemesini gerektirir. Öğretmenler öğrencilerin konuyla ilgili algılarını öğrenmeye çalışmalıdır. Öğretmen sadece öğrencilerin doğru cevaplarına odaklanmamalı, öğrencilerin verdikleri cevaplara nasıl ulaştıklarını da öğrenmelidir. Programı öğrencilerin tahminlerine göre uyarlayın; bu durum programın öğrencilerden istedikleri ile öğrencilerin sınıfa getirdikleri inançlarla uyumlu olması anlamına gelir. Bariz bir uyumsuzluk var ise dersler öğrenciler için anlamsız olacaktır. Yapılandırmacı öğretim öğrencilerin bilgiyi keşfetmeye yöneltir. Öğrencilerin öğrenmelerini öğretim bağlamına göre değerlendirir; bu durum geleneksel sınıf içi uygulamalara zıt bir durumdur. Geleneksel sınıflarda; dönem sonu sınavı, ünite sonu sınavı ve quizleri yapılır. Yapılandırmacı eğitim değerlendirmeler süreklidir, yüzeysel anlama için değil, anlamı derinleştirmek için değerlendirmeler yapılır. Özgün değerlendirme biçimleri öğrencilerin neler öğrendiğini, bu bilgilerin dünyada neden faydalı olduğunu ya da edindikleri becerileri gösterip uygulamalarını tartışan yansıtıcı parçalar yazmalarını gerektirebilir. Yapılandırmacı değerlendirme doğru ve yanlış cevaplarla daha az ilgilenir. Daha çok öğrencinin sonraki adımları ve sonraki cevapları ile ilgilenir (Brooks ve Brooks, 1999'den akt. Schunk, 2014). Öğretme-öğrenme sürecinde, sosyal ve bağlamsal yapıdan (şartlar, durumlar, ortamlar, imkanlar) faydalanma, sosyal ve bağlamsal yapıyı dikkate alarak öğrenmenin niteliğini artırmaktır. Bilişsel, tam öğrenme modelinde olduğu gibi yapılandırmacı teoride de, öğrenci zihni asla boş bir levha olarak görülmez. Zira öğrenci, hazırbulunuşluğu ve ön öğrenmeleri, hayat deneyimi, yaşam çeşitliliği ve zenginliği hayati öneme sahiptir. Yapılandırmacılıkta bütün ve parça ilişkisi birlikte vugulanır.
Yararlanılan Kaynaklar
Bacanlı, H. (2014). Eğitim psikolojisi. Ankara: Pegem A Akademi. (20. Baskı).
Bandura, A. (1986). Social Fonundations of Thought and Action. Englewood Cliffs, Nj: Prentice-Hall.
Borich, D. G. (2014). Etkili öğretim yöntemleri. (Çev. Ed. B. Acat). (8.baskı). Ankara: Nobel Yayınları.
Kondakçı, Y. Beycioğlu, K. (2015). Eğitimin Psikolojik Temelleri. Eğitim Bilimine Giriş (Editör, Celal Tayyar Uğurlu). Ankara Eğiten Kitap Yayınları. 2. Baskı. 55-79.
Pritchard, A. (2015). Öğrenme yolları. (Çeviri Ed. Mustafa Çevikbaş ve Seher Çevikbaş). Ankara: Nobel Yayınları (3. Baskı).
Schunk, D. H. (2014). Öğrenme teorileri. (Çeviri Ed. Muzaffer Şahin). Ankara: Nobel Yayınları (5. Baskı).
Slavin, R. E. (2013). Eğitim psikolojisi. (Çeviri Ed. Galip Yüksel). Ankara: Nobel Yayınları. (10. Baskı).
Yıldız, H. (2015). Eğitimde Yeni Yaklaşımlar. Eğitim Bilimine Giriş (Editör, Celal Tayyar Uğurlu). Ankara Eğiten Kitap Yayınları. 2. Baskı. 179-182.